Bazen serbest bırakmak gerekmez mi?

Konfüçyüs’ün bu hikâyesini bilmeyeniniz yoktur sanırım,

Bilmeyen varsa da buyurun hep beraber öğrenelim.

Konfüçyüs, öğrencilerine ders veriyordu. Sınıfa elinde dar uzun bir vazo ile geldi.

Tüm öğrencilerin görebileceği şekilde vazoyu havada tuttu.

Diğer elinde de bir elma vardı.

Elmayı vazonun içinde koyduktan sonra, vazoyu yere bıraktı ve şöyle dedi;

“Elmayı vazodan çıkarmayı başaran öğrenci, benden 100 tam not alır.”

Öğrencilerden biri atıldı ve elini vazonun dar ağzından içeri soktu.

Elmayı yakaladı, çıkarmaya çalıştıkça elma elinden kaydı.

Bir de elini vazoya sıkıştırdı, bağırmaya başladı:

Elimi çıkaramıyorum!

Konfüçyüs;

“Elmayı sıkı sıkı tutmaktan vazgeçmezsen, elini çıkaramazsın.”

Öğrenci biraz daha uğraştı, elmayı elinden bırakmak istemiyordu; ama sonunda mecburen bıraktı. Elini vazodan çıkardı.

Konfüçyüs’e sordu:

“Elmayı vazodan çıkarmanın bir yolu var mı?”

Konfüçyüs, “Nasıl olacağını göstereyim” dedi ve vazoyu ters çevirdi.

Elma kendiliğinden vazonun içinden yuvarlanıp çıktı.

Öğrenciler çözümün bu kadar basit olması nedeniyle gülmeye başladı.

Konfüçyüs, öğrencilerine elmayı göstererek dedi ki:

“Göründüğü gibi basit değil, bazen bırakabilmek daha zordur.”

“Eğer bir şeyi zorla tuttuğunuzda, ulaşmak istediğiniz şeyi engellediğini görüyorsanız, o zaman onu özgür bırakmalısınız.”

“Zorla Sahiplik olmaz bazen serbest bırakarak da sahip olabiliriz.”

Gerçekten de öyle değil mi?

Hayatın akışında bazen ulaşmak istediklerinize onları yakalamaya çalışarak değil, onların size gelmelerine izin vererek ulaşabilirsiniz.

Bazen en doğrusu olayları kendi akışına bırakıp müdahale etmemektir.

Sorunlara bakış açınızı değiştirdiğinizde farklı çözümler bulabilirsiniz.

Milletçe bırakma kültürünü öğrenmek ve uygulamak zorundayız.

Hayatta başaramadığın ne varsa;

Bazen işini, bazen eşini, bezen sevgilini, bazen arkadaşını bazen de koltuğu bırakmak zorunda kalabilirsin.

Bırakmayı bilmenin de erdemlik olduğunu bilmek uygulamak ve yaşam biçimi haline  getirmek doğru olsa gerek.

Çünkü “Zorla Güzellik Olmaz” demiş atalarımız.