Fikir Hırsızlığı

Hırsızlık kelime anlamıyla bireyin mülkiyeti başkasına ait bir taşınır malı, izinsizce alma kullanma nesneden menfaat temin etme işidir,

Günlük yaşam dilinde hırsızlık ile dolandırıcılık aynı anlamda kullanılsa da ikisi aynı şeyler değildir,

Aralarındaki en önemli fark, hırsızlıkta mal sahibinin Elinden rızası olmaksızın çıkarken,

Dolandırıcılıkta malın sahibinin Elinden rızası ile çıkmış olmasıdır

Hırsızlığın konusu her türlü taşınır mal (Para, Altın, eşya) Olabileceği gibi her türlü fikri eserler de olabilir.

Hırsızlık tüm toplumlarda, ahlak bakımından doğru bulunmayan, Yasalar karşısında da cezalandırılan bir davranış şeklidir,

Toplumu oluşturan en küçük birim olan her aile; dilleri döndüğünce çocuklarına hırsızlığın kötü bir şey olduğunu anlatmaya çalışırlar. 

Hırsızlığın azı çoğu olmaz hırsızlık her zaman hırsızlıktır.

Hırsızlık konusunda toplumda bazı yanlış algılar oluşabilmektedir.

Karnı acıkan bir fakirin,  parası olmadığı için fırından izinsiz almış olduğu ekmeği hırsızlık olarak tanımlayan bir kesim;

Diğer yandan Kaçak olarak kullanılan elektriğin çalınmasını hırsızlık olarak görmez.

Su saatinin sökülerek bahçe sulamada kullanılmak üzere çalınan  suyu nedense hırsızlık olarak görmez,

Toplumumuzun bazı kesimlerinde bu durum fikri haklar için de geçerlidir. 

Başkasına ait fikrin, başkasına ait emeğin üzerinden, kişinin çıkar sağlaması çok da önemsenmez.

Yeterli terbiyeyi görmemiş kişiler, Kendisine ait olmayan bir şiiri bir eseri kendisininmiş gibi gösterebiliyorlar. 

Sosyal medya mecralarında yâda yazmış oldukları kitaplarda “İntihal” yoluyla fikir yâda yazı aşırdıkları “Emek hırsızlığı” yaptıkları biliniyor ve görülüyor.

Emek hırsızlığı, bir şiir, bir kitap, bir yazı, bir fikir, bir deyim olabileceği gibi, bir haber de olabilir.

Mezkûr konu başkasına ait ise ve onu başkası sahibinin izni, onayı, bilgisi olmadan kullanıyorsa emek hırsızlığıdır.

Kafatasında beyin diye bir organı olmayan bazı kimseler;

Deve kuşu olmadıkları halde, cüssesini büyük göstermek, toplumda yer edinmek için emek hırsızlığı yaparlar. 

Gelişmiş toplumlarda fikri haklar ve eserlere, bunları meydana getiren Sanatçı, yazar ve Şairlere oldukça önem verirler.

Ülkemiz deki yazarların çoğu, bin bir güçlükle günler, aylar hatta yıllarca, uykusuz kalarak, yazmış olduğu kitaplarını, İmza günleri düzenleyerek veya fuarlara katılarak satmaya ve tanıtmaya  çalışır.

Dünyanın diğer bir yerinde, sanatseverler; yazarlarının çizerlerinin  meydana getirdiği eserleri, sırf yazarları korumak ve satıcı durumuna düşürmemek için toptan satın alarak dağıtırlar.

Yazarlarını  fuar köşelerinde tüccar konumuna düşürmezler. Onları korur ve kollarlar.

Bir eseri meydana getirmek için günlerce didinen emek harcayan yazara saygı duymak gerekmez mi?

Yaşadığı topluma faydalı olmak adına gecesini gündüzüne katan, bir şaire saygı duymak gerekmez mi?

Yazarlarımıza ve çizerlerimize sahip çıkmak istiyorsak;

Sosyal medya mecralarında veya diğer alanlarda, bir haberi, bir fikri, bir yazıyı, bir şiiri, bir şarkı sözü, bir deyim, başkasına ait ise;

“Emek hırsızı” olmamak için lütfen eser sahibinin iznini alarak ve ismini yazarak paylaşalım.

Emeğe saygı lütfen!

Bakın yazar ne demiş;

Bir fikrin cahil holiganı veya slogancısı olmak yerine; o fikrin düşünürü, fikir üreticisi ve talebesi ol!

Slogan ilkelin dinidir!

Vitrini afili; fakat içi boş bir mağazanın büyüme şansı yoktur, ey salik!

Çok oku, çok düşün, çok şeyler söyle!

Hakikati ara, hakikate koş, hakikati bul!

Gölgeler güneş çıkınca kaybolur unutma!

Hikmet Kızıl

Sevgiyle kalın..