Güç zehirlenmesi

Devlet erkini (Gücünü) elinde bulunduranlar, bu gücün Kendilerine ait olduğunu zannederlerse, bir gün gelir yanılırlar.

Vekil, Bürokrat, Müdür, Amir, Memur olarak devletin makamlarında bulunanların bazıları, oturdukları koltuklarında güç zehirlenmesi yaşayabilirler.

Güç zehirlenmesi hastalığı, ilk kez psikiyatrist Davet Oven ve  Jonathan Davidson tarafından dile getirilmiş "Hubris Sendromu" olarak tanımlanmıştır.

“Hubris Sendromuna” yakalanmış kişiler, her şeyi bilen, karar vericisi, oluşturucusu, doğru fikrin ancak kendisinden çıkabileceği zannı içerisindedir.

Aynı zamanda ” Kibir” anlamına da gelen  Hubris Sendromu, abartılı gurur, aşırı güven ve kendinden başkalarını küçümseme duygusu olarak da tanımlanmaktadır. Bulunduğu mevki ve makama gelene kadar, yol üzerindeki tüm etekleri öpe öpe gelen bu zatlar, istedikleri koltukları elde edip; gücü eline geçirince, piramidin tepesinden aşağı baktıklarında, aşağıda bulunan her şey onlara küçük ve değersiz görünür. Kendisinden önemli ve değerli kimse yoktur.

Devletin Kudret serumu damarlarında dolaşırken, haliyle beynini de etki eder. Benmerkezci, her şeyin kendi etrafında döndüğü bir rüya âlemindedir.

Bu aşamada zehirlenme, yani güç zehirlenmesi başlamıştır. Devletin gücünü kendi gücüymüş gibi görmeye başlar. Burada narsistik zirve yapmıştır.

Kendisi de Devletin, Milletin bir çalışanı olduğu halde, güç devşirerek patron rolüne bürünür. Çalıştığı kurum onun için Ali Babanın Çiftliği, pardon Şirketine dönüşmüştür.

Kendisi işveren, çalışanlar da  zati işçileridir.  Arada bir “ Hesabına gelmeyen bıraksın gitsin” diye çemkirdiği de olur.

Önce çalışanları ile arasındaki mesafe uzar, bu yetmez, vatandaş ile de nabzına göre şerbetli  mesafe oluşur. Bu mesafe zamanla Çin Seddi gibi bir duvara dönüşür, ulaşılmaz olur.

Hele bir de halk tabiri ile “Arkası sağlam” ise değmeyin keyfine.

Güç zehirlenmesi (Hubris Sendromu) olan kişilerde, belli başlı davranış özellikleri şunlardır.

- Aşırı özgüvene sahiptir.

- Kendini dünyanın merkezinde görür.

- Eleştiriye kapalıdır. 

- Her durumda haklıdır

- Gerçeklik algısı Zayıftır ya da kopmuştur.

- Kendisini sadece üstün bir güce hesap verecek biri olarak görür.

- Yargılandığında ya da hesap vereceğinde, haklı olduğuna inanır.

Atalarımız güç zehirlenmesine kapılan insanlar için şunu demiştir: “ Keser döner sap döner, gün gelir hesap döner”  Hesap Günü geldiğinde, gördükleri rüyadan uyandıklarında, artık onlar için çok geç olmuştur. Kendisinin sandığı gücün, aslında kendi gücü olmadığını anlamış olur. “Ye kürküm ye” diyeceği bir kürkü de yoktur.  Boş başak gibi rüzgârda oradan oraya savrulur.

Şimdilik bu yazıyı ortaya karışık koyuyorum, nasibi olan nasibini alsın.

Güç zehirlenmesi etkisi altında olanlar, milletin derdi ile dertlenmeyenler, bilsin ki; Gözlerimiz üzerlerinde olacaktır.

 Sevgiyle kalın.